Ada

Geleceğin steril bir kolonisinde yaşayan bir adamın hikayesini konu alan film, izleyicilere distopik bir evren sunuyor. Adam, etrafının sınırlarıyla kuşatılmış günlük yaşamını sorgulamaya başlıyor. Bu sorgulama süreci, en yakın arkadaşının, Dünya üzerinde kirlenmemiş son yer olan 'Ada'ya seçilmesiyle başlıyor. Film, modern teknolojinin hüküm sürdüğü ve doğal yaşamın neredeyse tamamen yok olduğu bir geleceği tahayyül ediyor. İnsanlar, steril bir ortamda, belli bir düzen ve disiplin içerisinde yaşamaya zorlanıyor. Ancak ana karakterimiz, bu yapay yaşamın kendisine sunulduğu şekliyle tatmin olmayışını ve merakını, izleyiciye başarılı bir şekilde yansıtıyor. Teknolojik gelişmelerin tümüyle kontrol ettiği bir yaşama, insanoğlunun doğasının gerektirdiği özgürlük ve macera arzusu karşı konulmaz bir şekilde çarpıyor. Filmde ana karakterin yakın arkadaşının 'Ada'ya gitme hakkı kazanması, onun kendi yaşamını sorgulama sürecini hızlandırıyor. Kirlenmemiş son toprak parçası olan 'Ada'nın varlığı, teknolojinin insan hayatının tüm yönlerini ele geçiremeyeceğinin bir simgesi olarak karşımıza çıkıyor. Ana karakterin 'Ada'ya olan sevdası ve merakı, doğanın insan üzerindeki etkisini ve kentsel yaşamın insan ruhunu ne derece çürütebileceğini gözler önüne seriyor.